<![CDATA[
|
SANTIAGO-2
Santiago, Chile |
Santiago, Chile
SANTIAGO’ya devam…
Blues en Santiago…
Conocimos un grupo de Blues. Ricardo Garcia Huidobro y su amigos. Gracias a Fabian Reyes por todo. Tocamos juntos :)).. No tocomos pero escuchamos buena musica de Blues de Group. Fabuloso!!!
Cerro Christobal’e giderken havuz başında bir televizyon söyleşisi yapan ekiple karşılaştık. Ekibin fotolarını çekerken ortam da beni içine çekti. Ben onları çektim. Onlar beni içine çekti. Onlar Türkiye ismini duyunca müziğin birleştirici etkisi ile harman olduk. İşlerine fazla müdahil olmadan anın tadını çıkararak, eğlenerek, dans ederek ayrıldık oradan. Doğru San Christobal’a…
Cerro San Christobal… San Kristobal Tepesi…
San Kristobal tepesi tüm Santiago’yu en tepeden gören mevki. Funicular ile yukarı çıkılıyor. Çıkışta iki durak var. Birincisi Hayvanat Bahçesini içeriyor. İkinci durak tepe… Papa II. Jan Paul bu tepeye gelmiş ve şehri tepeden gören bu mekanı ziyaret etmiş. Büyük bir açık hava kilisesi gibi mekan hazırlanmış. Tepeden huzur içinde tüm kenti görerek ayin yapılmış. Aynı mekanda oturup şehri seyrettik. Santiago’da yağmur yağmadıkça sürekli bir pus var. Yağmuırdan sonra kenti çevreleyen dağların muhteşem görüntüsünü izleyebilirsiniz. Tepedeki mekanda Aziz Meryem heykeli ve bir kilise var. Manzara için fotolara lütfen.
LA MONEDA, La Palacio de Gobierno… LA MONEDA, Hükümet Sarayı…
MONEDA metal bozuk para anlamında bir kelime. Eskiden paraların basıldığı bu mekan belli bir süre sonra hükumet binası olarak yapılmasına karar verilmiş. Bina yapılmış ancak darphanenin adı kalmış. 11 Eylül 1973 tarihinde bombalanmış ve Salvador Allende’nin öldüğü/öldürüldüğü yer de burası, La Moneda. İzin isteyip nöbetçilerle fotoğraf çektirdim. Bir de nazar boncuğu taktım askerlere. Saygılı çocuklar 🙂
La Modenanın hemen alt tarafında da La Moneda Kültür Merkezi var.
Magnifico Cenar en Hostal… Akşam Hostel’de Muhteşem Akşam Yemeği…
Akşam ise otelde Yeliz’in hazırladığı ve bol sarmısaklı yoğurt ile süslediği YALANCI MANTI, yanına benim yaptığım Cacık ve Patlıcan Salatası sadece bizim değil tüm Hostel’in ilgisini çekti Probar ispanyolca Denemek demek. Puedo probar diyen bizim tabakların yanında aldığı soluğu. Hasta oldular.
Ben de Hassstasıyıımmm.
Şarabın eşlik ettiği çok keyifli yemekle güne son noktayı koyduk…
İyi geceler…
]]>
120 Days in South America 